Şirketten yapılan açıklamaya göre, tedarik zinciri şokları gibi faktörler, firmaların alacak riskini dışsallaştırma ihtiyacını güçlendirirken, Alacak Sigortası da finansman ve bilanço yönetimi aracı olarak daha fazla kullanılmaya başlandı. Firmaların alacaklarının büyük bölümüne sorunsuz şekilde ulaşmalarına yardımcı olan sigorta, klasik "koruyucu" üründen ticari faaliyetlerin sürdürülebilirliğini ve likidite yönetimini doğrudan destekleyen stratejik araca dönüşme yolunda ilerliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO'SU Murat Çiftçi, son dönemde Alacak Sigortası'na olan talepte gözle görülür artış yaşandığını belirtti.

Küresel kredi sigortacılarının, 2024-2025 dönem raporlarında, belirsizlik dönemlerinde teklif ve limit taleplerinde artış bildirdiğini paylaşan Çiftçi, bazı pazarlarda sorgulamalar ve poliçe taleplerinin belirgin şekilde yükseldiğine işaret etti.

Çiftçi, piyasa büyüme projeksiyonlarının da orta ve uzun vadede çift haneli büyüme beklentisi gösterdiğini aktararak, "Bu, koruma ihtiyacının devam edeceğinin sinyalidir." ifadesini kullandı.

Alacak Sigortası'nın özellikle imalat, enerji ve yan sanayi, kimya, tekstil ve perakende, inşaat ve tedarik zinciri yoğun sektörler için daha kritik bir noktaya geldiğine dikkati çeken Çiftçi, şunları kaydetti:

"Bu sektörlerde uzun vadeli vadeler, zincir etkisi ve yüksek stok/tedarik riskleri alacak sigortasını kritik hale getiriyor. KOBİ'ler için de Alacak Sigortası, ticari itibar riski, nakit akışı dalgalanmaları ve banka teminatı gereksinimleri karşısında kredi notunu dolaylı olarak güçlendiriyor. Ayrıca faturalanan alacakların faktoring veya kredi teminatı olarak kullanılması kolaylaşıyor. Sonuç olarak KOBİ’lerin büyüme fırsatlarını daha az sermaye ile daha güvenli şekilde takip etmesini sağlıyor."

- "Alacak Sigortası, bankacılık ve faktoring ilişkilerinde teminat kalitesini artırıyor"

Murat Çiftçi, Alacak Sigortası'nın bankacılık ve faktoring ilişkilerinde teminat kalitesini artırdığına belirterek, "Sigortalanmış alacaklar, kredi veren kurumlara daha düşük geri ödeme riski sunuyor, bu sayede işletmeler daha uygun teminat kabulü, daha yüksek kredi limitleri veya daha uzun vadeli finansman elde edebiliyor. Türk Eximbank gibi özellikle ihracat finansmanında devlet destekli programlarla entegrasyon, bankaların ihracatçıya kredi vermesini kolaylaştırıyor." değerlendirmesini yaptı.

Likidite maliyetinin düşerken, işletme sermayesi esnekliğinin arttığını aktaran Çiftçi, kurumsal risk yönetiminde Alacak Sigortası'nin kredi riski transferi, erken uyarı ve alıcı izlemeyle finansal optimizasyon olmak üzere 3 konuda kritik rol oynadığını kaydetti.

Çiftçi, sigortalanmış alacakların, bankalar nezdinde daha kolay teminatlandırılabildiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Faktoring maliyetleri düşürerek bilanço üzerindeki belirsizliği azaltmaya destek oluyor. CFO ve ticari ekiplerin, alacak sigortasını kredi limit yönetimi, vade stratejileri ve bakiye teminatlama süreçleriyle entegre etmeleri gerekiyor. Bu yaklaşım, özellikle KOBİ’lerin risk sermayesini etkin kullanmasını sağlıyor."

Devlet destekli programların ihracatçıların riskini azaltıp kredi teminini kolaylaştırarak, hem ihracat hacmini hem de yeni pazar girişimlerini teşvik ettiğini belirten Çiftçi, Alacak Sigortası'nın, risklere karşı korunma, tahsilat güvenliği, yeni pazarlarda kredi esnekliği ve finansman kolaylığı gibi avantajlar sunduğuna işaret etti.

Çiftçi, sigorta sağlayıcılarının alıcı risk analizlerinin ihracatçıya stratejik bilgi sağladığını aktardı.

Söz konusu avantajların özellikle "volatil pazarlar"da doğrudan rekabet üstünlüğü sağladığına dikkati çeken Çiftçi, Türk ihracatçılar için Eximbank'ın programlarının bu avantajları doğrudan desteklediğini anımsattı.

Çiftçi, gelecek 5 yıl içinde alacak sigortasının gelişiminde oluşması beklenen eğilimleri şu şekilde sıraladı:

"Devlet Destekli Alacak Sigortası'nda Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) önümüzdeki dönemde atması beklenen politika adımlarıyla birlikte, sektörün güçlü büyüme projeksiyonları ve yeni oyuncuların piyasaya girişi sayesinde Alacak Sigortası'nın kapsamı daha da genişleyecek. Kamu-özel ortaklıkları yaygınlaşacak, devlet destek programlarıyla risk paylaşımı modelleri artacak. Yapay zekâ ve teknolojik gelişmeler, daha sofistike veri tabanlı değerlendirmeyi mümkün kılacak, bu da daha dinamik limitler sunulmasını sağlayacak. Küçük işletmelere yönelik mikro-poliçeler, sektör-dikey çözümler ve paket finansman çözümleri daha yaygın olacak. Artan politik riskler nedeniyle coğrafi taramalarda daha seçici limit politikaları ve ülke bazlı fiyatlama yapılacak."