Şentürk’ün “Yatırım Fonlu Sigortalar” başlıklı makalesi şöyle:
Türkiye’de hayat sigortacılığı yeni bir evreye girmeye hazırlanıyor. SEDDK, şirketlere görüşe açtığı son düzenleme taslakları ile yatırım fonlu sigortaları düzenleme yolunda ilk adımı atmış oluyor. SEDDK’nın düzenlemeleri sayesinde sigortacılık ile sermaye piyasaları evrenleri birbirlerine daha da yakınlaşmış olacak.
Çokça adı geçmekle birlikte nasıl bir ürün olduğu konusunda farklı farklı değerlendirmeler olabilmekte. İçeriğini netleştirmek için bazı ürün fikirlerini paylaşmakta fayda var.
Üründe yurtdışı uygulamalara benzer şekilde sigorta ettirenlerin ödedikleri sigorta primleri, hayat sigortası şirketleri tarafından SPK mevzuatına tabi menkul kıymet yatırım fonlarında değerlendirilecektir. Sigorta ettiren sigorta poliçesinin tanzimi aşamasında tarifede tanımlı fonlar arasında fon dağılımını belirleyecek; ödediği primler yine kendisinin belirleyeceği vefat, maluliyet vb. teminat bedelleri için gerekli risk primleri düşüldükten sonra yatırım fonlarına yönlendirilecektir.
Sigorta ettiren poliçe süresi içinde fon dağılım değişiklikleri yapabilecektir. Şunu da belirtmek gerekiyor; hayat sigortası şirketi poliçe kapsamına TEFAS’ta işlem gören tüm fonları değil, kendi uygun göreceği, müşterisine değer katacağını düşündüğü fonları dahil edecektir. Bununla birlikte rekabet ortamında müşteri talebi ile bu fonların çeşitliliğinin artması kaçınılmazdır.
Sigorta ettiren poliçe süresi sonunda hayattaysa, sözleşmesi kapsamındaki fonların güncel değerlerinden oluşan birikimine hak kazanacaktır; poliçe süresi içinde sigortalının vefat ya da maluliyeti durumunda ise hem birikim hem de vefat/maluliyet risk teminatı hak sahiplerine ödenecektir. Ürünün hedef kitlesinin 5 ile 15 yıl arasında vadelerde tasarruf yapmak isteyen bireylerin olması muhtemeldir.
Ürünün en ayırt edici özelliği üründe teknik faiz garantisi olmamasıdır. Fonların seçimi ve yönetimi sigorta ettirenler üzerinde olacağı için sigorta şirketi tarafından sigorta ettirene bir garanti verilmeyecektir. Bu demek değildir ki şirketler tarafından garanti veren ürünler de tasarlanamaz.
Ve tabii ki ürünün vergi avantajı ürünün cazibesini artıran etmenler arasında üst sıralardadır; sigorta ettiren ödediği primleri belli limitler dahilinde gelir vergisi matrahında indirime konu edebilecektir.
Yatırım fonlu sigortalar için öngörümüz 10 yılın sonunda 522 bin sigortalıya ait 650 milyar TL üzerinde ilave bir fon kapasitesi yaratmak; bu ise yatırım fon evrenine ilave bir yüzde 15’lik katkı anlamına geliyor. Hiç de azımsanmayacak bir katkı. Yakın dönemin en başarılı reformlarından biri olan bireysel emeklilik sisteminde şirketlerimizin ortaya koyduğu performans dikkate alınırsa bu rakamlar hiç de erişilmesi zor rakamlar değil.





