HABER: Veli KARADENİZ

İnsanla doğa arasındaki mücadeleyi çok etkili üslupla aktaran bir filim vardı, hatırlar mısınız? Hani, “1991 Sonbaharında, Andrea Gill adlı tekne Gloucester - Massachusets’ten demir aldı ve Kuzey Atlantik’teki balık avlamaya elverişli sulara doğru açıldı. Yolculuğun başlamasından iki hafta sonra, tarihte daha önce hiç görülmemiş bir şey oldu...” diye başlıyordu.

Orijinal adı ‘The Perfect Storm’ olan Kusursuz Fırtına filmi, 30 Haziran 2000 tarihinde vizyona girmişti.   George Clooney’in başrolünde oynadığı filim aksiyon, dram, gerilim ve macera olarak dört sinema türünü içeriyordu. İçinde her şey vardı. Dünya ölçeğinde aylarca vizyonda kalan Kusursuz Fırtına hatırı sayılır bir gişe hasılatı elde etmişti. Günümüzde bile zevkle izleniyor.

Kusursuz fırtına “Pek çok kötü şeyin aynı anda gerçekleştiği olağanüstü bir durum” olarak tanımlanıyor. Tıpkı, 2020’de başlayan pandemi ve sonrasında yaşadıklarımız gibi…

EY Türkiye yeni şirket ortaklarıyla büyüyor EY Türkiye yeni şirket ortaklarıyla büyüyor

AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken de Kurumsal Risk Yönetimi Derneği’nin (KRYD) düzenlediği 2023 Global Riskler Zirvesi’nde yaptığı sunumun başlığını “kusursuz fırtına” olarak belirledi. Kusursuz Fırtına filminin sonunda 6 denizci fırtınadan çıkamıyor olsa da Ölken, içinde bulunduğumuz kusursuz fırtınadan çıkış yolunu gösteriyor. Aslında Ölken, ‘Kusursuz Fırtına’dan çıkmanın rotasını çiziyor.

Lafı uzattığımın farkındayım. Şimdi biz aradan çekilelim ve sözü AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken’e bırakalım…

KRİZDEN BİRAZ ÇIKTIK AMA BELİRSİZLİK SÜRÜYOR

“İşi sürdürürken geleceğe hazır olma kültürünü risk yönetimi anlayışı içine koyamadığımızı görüyorum. Bununla biraz yüzleşmemiz lazım. Eğer böyle bakabilirsek durum biraz daha kolay hale geliyor. Bugün hep birlikte yaşadığımız en büyük sorun kusursuz fırtına içinde oluşumuzdur. Öyle ya da böyle biz bu kusursuz fırtınadan çıkacağız. 2020 yılının ortalarında sosyal medyada iş insanlarının kullandığı jiletin üstünde duran salyangoz görseli vardı. O görsel hiçbir şey yapamadığımızı gösteriyordu. Aslında birçok şey yaptık. Krizden biraz da çıktık. Ama nasıl çıktık? Belirsizlik devam ediyor. Bu belirsizliği hâlâ aşamadık.”

GLOBAL FİNANS EKOSİSTEMİ DEĞİŞTİ

“Durum tespiti yaparsak biraz daha rahat hareket edeceğimizi düşünüyorum. Kusursuz fırtına tanımını herkes kendisi açısından yazabilir. Kusursuz fırtına dediğimiz şey aslında bakarsanız post pandemi dönemi yaşıyoruz. Yani bir dalga etkisi yaşıyoruz. Tedarik zinciri sorunları dendi… Tedarik zinciri sorunlarını pek irdelediğimizi düşünmüyorum. Sermayedarların beklentileri değişti. Onun paralelinde global finans ekosistemi değişti. Çünkü dünyada enflasyon, ülkemizde ise hiperenflasyon ile yeniden karşılaştık. İnovasyonlar, dijital gelişmeler, iç-dış dinamikler değişti. Neticede verimsizlik sorununun ortaya çıktığını gördük ve görmeye devam ediyoruz. Ülke yönetimlerinde, şirket yönetimlerinde, spor kulüplerinin yönetimlerinde, dünya liderlerinin ortaya koyduğu konseptlerde, verimsizliğin ıskalandığını görmeye başladık.”

GELECEĞE HAZIR OLMAK

“Biz risk yönetimi işi yapıyoruz. Değişen müşteri davranışları var. Sonuçta hepimiz hizmet ya da ürün satarken yeni tip müşteri davranışlarıyla karşı karşıya kalmaya başladık. Geleceğe hazır olmak konusunda risk yönetimi kültüründe acaba müşteri davranışlarını yeterince dikkate aldık mı? Ben almadığımızı görüyorum. Tabii değişen ve artan riskler var. Küresel ısınma, siber riskler, jeopolitik riskler. Bunlar şiddetlenerek yukarı doğru çıkıyor eksponansiyel (aşırı artış) bir büyüme içerisindeler. Bu riskler azalmayacak. Sigortacı perspektifinden baktığımızda hasar türleri o kadar kompleks bir hale geldi ki endüstriyel bir tesiste yangın çıktığında sadece yangın tazminatı ödemekle kalmıyorsunuz. İş nasıl devam edecek, yedek parçaları nereden tedarik edilecek, gelir nasıl garanti edilecek? Ya da çalışanlarının ücret ödemesi nasıl devam edecek? Hasar türleri o kadar gelişti ki sigorta ürünleri mutlaka yeni nesil bir boyuta geçmek zorunda.”

KUSURSUZ FIRTINADAN İLK KEZ GEÇMİYORUZ

“Kusursuz fırtınayı sigorta sektörü için değerlendirdiğimizde global ekonomide yaşanan sıkıntılar ve nakit arzı azaldığı için daralan bir reasürans kapasitesi ile karşı karşıyayız. Kusursuz fırtına içerisinde iş gücü problemimiz var ve hepsinin olası etkilerinin toplandığı yer artan maliyetler ve fiyatlar. Şimdi biz böyle bir durumdayız. Böyle bir durumdan dünya ilk kez geçmiyor. Belki bu kadar karmaşığını ilk kez görüyoruz ama ilk kez geçmiyoruz.”

RİSK YÖNETİMİ ANLAYIŞI GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ

“Pandemi ile birlikte tedarik zinciri riskini duymaya başladık. Ama benim görüşüme göre tedarik zinciri sorunu yeni değil. Acaba 2000 yılından bu yana bu risk var mıydı? 2000 yılında globalleşme adına tanım konmuş ve ‘doğudan-batıya, batıdan-doğuya herkes her yerde olsun’ denmiş. Fabrikamızı götürüp Uzakdoğu’ya kurmuşuz. Kârlar geldiğinde mutlu olmuşuz. Ama o fabrikanın başına bir şey geldiğinde alternatif iş planımız var mıydı acaba? Ben bu konuda herkesi bir geriye bakmaya davet ediyorum. Bence o günden bugüne bu riskler vardı! Ama bu kadar ağır ve karmaşık hale gelmemişti. Risk yönetimi anlayışı gerçekten çok önemli. Biz bugünden itibaren bunu nasıl daha ileriye götürebiliriz? Yaşadığımız günü konuşurken, geleceğe hazır olma adına daha cesaretli olmamız gerektiğini düşünüyorum.”

BİZİM İÇİN OLMAZSA OLMAZLAR

“Bu kusursuz fırtınadan çıkabilir miyiz? Hepimizin çok iyi bildiği politik, ekonomik, sosyal, teknoloji, çevre ve hukuk regülasyonu açısından hayatımıza bakmak zorundayız. Küçük bir işletme olsanız bile böyle bakmak zorundasınız. Politik kararlar beni ne kadar etkileyebilir? Ülke siyaseti veya stratejisi beni ne kadar etkileyebilir? Ülkenin büyümesi beni ne kadar etkileyebilir? Ekonomik gelişmeler beni nasıl etkileyebilir? Bütün bunları kurum kültürüne adapte eder hale getirmemiz lazım. Bunların topluma olan etkisini yani sosyal etkiyi dikkate almak zorundayız. Kurum olarak baktığımızda kararların, sadece kâr etmek ya da iş üretmek olmadığını bilmek zorundayız. ‘Acaba bizim sosyal yetkimiz nedir?’ diye bakmak zorundayız. Teknolojiden uzaklaşamayız. Hayatımızın içine girmiş durumda teknoloji… Artık bizim için olmazsa olmaz. Çevre koşulları da hayatımızın bir parçası. Hukuk düzeni de geçmişten geleceğe doğru hazır olmadığında kendini evrimleştirmek zorunda.”

EYLEM PLANINI KONUŞMAK ZORUNDAYIZ

“Son iki yıldaki kompleks hayat yani salyangozun jilet üstüne bindiği günden beri bu yapılanların çok doğru olduğunu gösteriyor bize. Biz artık eylem planımızı konuşmak zorundayız. Yani başımıza bir iş gelirse, bunu nasıl bertaraf edeceğiz. Çünkü sigorta tazminatını ödemekle bitmeyecek. İş üretemezsek, devamlılığı sağlayamazsak pazar payımız gidecek. Pazar payımızı nasıl koruyacağız? Bunları sigorta ile mi yoksa başka alternatif modellerle mi koruyacağız? İşte bunları tartışmak hatta modellemek zorundayız.”

PROAKTİF RİSK YÖNETİMİ ANLAYIŞI

“AXA Sigorta olarak 1 yıldır ‘Aile sigortacılığı ve bireysel sigortacılıkta risk yönetimi olması lazım’ diyoruz. Ailenin bir bütçesi var ise bu bütçeyi sigortada nereye kullanması gerektiğini, hangi riskleri alması gerektiğini ve optimizasyon yapması gerektiğini öğretiyoruz. Bu artık bizim bir proaktif risk yönetimi anlayışına geçmemizi emrediyor. Bekleyelim görelim değil. Riske uygun teminat ve prim optimizasyonu çok önemli. Sigortada reasürans hizmetleri her zaman var ve olmaya da devam edecek ama şekli değişiyor.”

FABRİKA AYARLARIMIZA DÖNÜYORUZ

Kurumların risk yönetim açısından hazır olup olmadıklarını denetlemeye başladığımız bir dönemdeyiz. Kurumların kendi içerisinde risk yönetimi algısı var mı, tedarik zinciri yönetimi algısı var mı, bunlarla ilgili eylem planları var mı? Biz bunlara bakmak durumundayız ve aslında biz fabrika ayarlarımıza dönüyoruz. İşte hayatımıza o hızlı global büyüme vardı. Belki de ıskaladığımız şeyler bunlardı.”

DEĞİŞEN RİSKLERLE KARŞI KARŞIYAYIZ

“Doğru risk danışmanlığı yeni dönemde öne çıkacak. Müşterisinin yanında olan dağıtım kanalı daha ön plana çıkacağı bir ortam geliyor. Her gün değişen risklerle karşı karşıyayız. Hem işletme riski, hem çevre riski, hem tedarik zinciri riski… Baktığımızda bunu yapmak durumundayız. İyi risk-kötü risk tanımının yanına risk yönetimine odaklan riziko ile odaklanmayan riziko arasında fark oluşturmak zorundayız. Bunları yapmadığımız takdirde sürdürülebilir olamadığımızın zaten 2020 yılından beri görüyoruz.

RİSK YÖNETİMİ ANLAYIŞINA SAHİP OLMAK ZORUNDAYIZ

“Sigorta ve reasürans pazarı zikzak yapan kararlar haline dönüşüyor. Geleceğe hazır olmak için değişmeyen doğrular da var. Güçlü sermaye ile çalışmak zorundayız. Sermaye yetersizliğinin oluşturduğu birçok sendrom son 2.5 yıla sıkıştı veri temelli iş yönetimi ve sürdürülebilir fiyatlama, sigortacılar için artık olmazsa olmaz. Piyasada ticari fiyatlama diye adlandırılan modellerin artık bırakılması gerekiyor. Sürdürülebilir bir maliyet yönetimine sahip olmak zorundayız. Risk yönetimi anlayışına sahip olmak zorundayız. Dijital ve teknolojik yatırımlara devam etmek zorundayız. Sigorta sisteminin, risk ve teminat sağlayan gruplar olarak hantal olmamız lazım.”

YAZARIN NOTU:

AXA Sigorta CEO’su salyangoz ve jilet örneğini anlatınca, içimden “Ne alaka! Bir araştırayım” dedim. Googlee amcaya yazınca bir de ne göreyim. Meğer salyangoz yani bildiğimiz sümüklü böcek jilet üzerinde sanki asfaltta gidercesine ilerleyebiliyor. Videoları da var. Bu ilerlemeyi de vücudunun alt kısmında yer alan mukus sayesinde yapıyor. Mukusun yüzde 98'i su, yüzde 2'si karbonhidrat ve proteinden oluşur. Bu formül mukusun hem akışkan hem de birbirine bağlı olmasını sağlıyor. Sümüklü böceğin jilet üzerinde sorunsuz, hiç zarar görmeden yürüyebilmesinin nedeni işte bu mukus, yani sümüksü katmandır. Mukus salyangoz ile jilet arasında bir tür koruyucu kalkan oluşturuyor.

Demek ki kişi, kurum, kuruluş, şirket veya işletme… Adı her ne ise hepsinin kriz anlarında mukusa ihtiyacı var.

Editör: Veli Karadeniz