Gazeteciliğe ilk olarak spor servisinde başladığımız için sigorta sektöründe sporla ilgili bir gelişme olduğunda, daha bir dikkat kesiliyoruz.

Ne zaman başladığımı sormayın, o dönemde gazeteler taş tabletlere basılıyordu. Tabii ki espri yapıyorum.

Günümüze kadar hem sporda hem de medya ve iletişimde bir sürü gelişmeler, yenilikler olsa da bazı algılar hiç değişmiyor. Bunlardan biri ülkemizde “spor” deyince, akla ilk futbolun gelmesidir.  Bir diğeri de “Kadınlar futboldan anlamaz” şeklindeki yanlış düşüncedir.

Hem spor gazeteciliğimde hem sonrasında bu tip sabit fikirli arkadaşlarla hep mücadele ettim. Onlara hep şunu sordum. “Ata sporumuz olan güreşe, atletizme ve diğer bireysel sporlara futbol kadar yatırım mı yapıldı? Basketbolundan, voleyboluna kadar diğer takım sporlarına verilen değer, futbola verilen değerin kaçta kaçı?”

Onların cevabı ise hep, “Ama futbolun sürükleyici bir gücü var” şeklinde oldu.

Evet, futbolun sürükleyci gücü var da basketbolun aynı etkiyi yapmayacağını nereden biliyorsunuz? Bugün ABD’de basketbol denince akan sular durur. Futbolun esamesi bile anılmaz mesela.

Bu konuda onlarca makale yazabiliriz de biz başlığımızdaki konuya dönelim.

Neymiş efendim, kadınlar futboldan anlamazmış. Tamam da nereden biliyorsunuz anlamadıklarını? Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe veya Trabzonspor’u bir kadın başkan yönetti de başarısız mı oldu? Aksine, hep erkekler yönetti ve hüsranla sonuçlanan yani başarısızlıkla dolu onlarca sezon yaşandı! Üstelik, “İlk sezonda takımı şampiyon yapacağım” deyip, taraftarına her sezon hüsran yaşatan erkekler var günümüzde.

Şimdi size sosyal medyada rastladığım bir yazıyı paylaşacağım:

“Babasının peşinde futbol maçlarını izlemek için can atan bir kız çocuğu olarak büyüdüm. Futbol, her zaman beni çok heyecanlandıran bir spor oldu. Biraz da bu kişisel merakım ve heyecanım sebebiyle, 10 günde takımı topladık ve yalnızca tek bir antrenman sonrası turnuvaya dahil olduk. Elbette bu fırsatı kaçıramazdık. İmzamızı attığımız her iş ve projede olduğu gibi, burada da tüm kalbimizle ve gücümüzle sahadaydık. Türk Reasürans Takımı olarak sahaya çıktık ve turnuvadan 3. olarak ayrılıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Siz bu takımı bir de seneye görün :)”

Bu yazı, Türk Reasürans CEO’su Selva Eren’e ait. “Turnuva” derken, geçtiğimiz günlerde Antalya’da sona eren ‘13. Sigorta Sektör Ligi’nden bahsediyor. Türkiye Sigorta’nın şampiyon olduğu turnuvada, Generali Sigorta da ikinciliği elde etmişti.

Şimdi, futbola böyle tutkun bir kadın yöneticiye futbol takımlarımızdan birinin başkanlığına getirin bakalım ne olacak.

Kadınlara spor yöneticiliği şansı vermeyin, ondan sonra “Kadınlar futboldan anlamaz” deyin. Geçiniz efendim, böyle boş lafları.

Bu arada Sigorta Sektör Ligi ve sigorta sektörünün spora katkısıyla ilgili ayrıca bir makale yazacağımızı da şimdiden belirtmek isteriz.

Saygıyla, sevgiyle…