SİGORTAMNEWS yayın hayatına başladığından bu yana acentelerden yüzlerce yakınma, dert ve şikâyet dinledik.

Konumuz sigorta acenteleri… Gerçekten zor zanaat. Bakın nasıl?..

SİGORTAMNEWS yayın hayatına başladığından bu yana acentelerden yüzlerce yakınma, dert ve şikâyet dinledik. En başta söyleyeyim, duyduklarımdan sonra gerçekten üzüldüm. Üzülmeyecek gibi değil.

Bir acente aradı, tanımam etmem. “Müşterim kasko teklifi istedi. Teklif çalıştım. 6 bin 500 lira teklif geldi. İlettim müşteriye. Daha sonra kestirdiği poliçeyi gönderdi bana. Bedel ve teminatlar aynı. Dijital satış yapan bir yere, bizimkinden 500 lira düşüğe, üstelik de 600 liralık market çeki hediyesiyle yaptırmış poliçeyi. Hem de aynı şirketten.”

Şirket, kendi acentesine verdiği fiyattan daha düşük bir teklif vermiş! Düşünebiliyor musunuz olayın vehametini?

Benden ne istiyorsun diye sordum. Dedi ki “destek”.

İyi de kardeşim, acentelerin başı ben miyim? Acentelerle ilgili yüzlerce STK var. Yok çatı kuruluşu, yok il kuruluşu, yok ilçe kuruluşu. Var da var… Sürüsüne bereket.

Beş sene önce acentelerin sektördeki satış payı yüzde 70 düzeyindeydi. Şimdi ise yüzde 60’lara gerilemiş. Beş sene de yüzde 10’luk pazar kaybı! Bu hızla, 20 sene sonra nereye düşer varın siz hesap edin. Ortada acente kalır mı?

İlk etapta “Efendim, acenteler de gelişmeye, yenilenmeye ayak uydursun. Dijitale geçsinler” denebilir. Fakat, tüm bu yenilenme, dijitalleşme ve hatta inovasyon para ile yapılıyor. Ve para da acentelerde yok. Maaşlar, aidatlar, kira ve stopaj derken, ellerinde geçinmeye yetecek kadar para kalıyor. Bazı aylar ekside bile olabiliyorlar. Nereden bulup da inovasyona yatırım yapacaklar?

Fotoğrafın geneline baktığımızda acentelere haksızlık edildiği ortada. Daha beş sene öncesine kadar, sektörün satış gücü olan acenteler şimdi görmezden geliniyor.

Kendi dijital uygulamaları üzerinden ürün satışı yapan şirketlerin olduğu bir ortamda, acentelerin ayakta kalmaları mümkün olur mu?

Kendi acentesi yerine dijital kanala daha düşük fiyat veren şirketlerin olduğu bir ortamda, acentelerin ayakta kalmaları mümkün olur mu?

Acentenin portföyüne göz diken şirketlerin olduğu bir ortamda, acentelerin ayakta kalmaları mümkün olur mu?

Hedefinin yüzde 80’ini tutturmasına rağmen verimlilik bahane edilerek kapatılan acentelerin olduğu bir ortamda, acentelerin ayakta kalmaları mümkün olur mu?

Acentelerin poliçe kesmesine izin verilmediği bir ortamda, acentelerin ayakta kalmaları mümkün olur mu?

Acentelerin dertleriyle dertlenmeyen çatı kuruluşun olduğu bir ortamda, acentelerin ayakta kalmaları mümkün olur mu?

Birbirinin müşterisini kapmak için ayak oyunu yapan acentelerin olduğu bir ortamda, acentelerin ayakta kalmaları mümkün olur mu?

Daha böyle onlarca soru yazabiliriz. Ama hepsinin cevabı tek: Hayır!

İşte bu sebeple “Acentelik zor zanaat kardeşim!” diyoruz.     

Acentelerin içinde bulunduğu durumla ilgili bize göre en büyük etken, güç birliği yapmayışlarıdır. Tamam, STK’lar var ama nasıl?