Son 20 yılda, 6 Şubat depremlerine kadar meydana gelen depremlere yönelik, dolaylı veya dolaysız yapılan yatırımlar için devletin kasasından kaç lira çıkmıştır?

Sigortanın önemini vurgulamak için bu soru çok önemli! Çünkü aşağıdaki satırlarda cevabını bulacağınız o rakam, devletin kasasında kalabilirdi.

Marmara’da 1999 yılında meydana gelen yıkıcı depremlerden sonra şayet radikal kararlar alınıp, sigortaya ve sigortalanmaya ağırlık verilseydi, her deprem sonrası yardım peşinde koşmaz, işi sigorta şirketleri hallederdi. Böylece, milyarlar devletin kasanında kalır, ülkenin gerçek anlamda kalkınması için yatırıma dönüştürülürdü.

Tam bu noktada aklınıza “Sosyal devlet hiç mi bir şey yapmayacaktı?” şeklinde bir soru gelebilir. Devletin, sosyal devletin yapacağı o kadar çok şey var ki!

Mesela, deprem zararları sigortadan karşılansa, devlettin kasasından çıkacak para işsizliğin azaltılması için kullanılabilir. Alın size mis gibi sosyal devlet.

Başka bir örnek. Yine, deprem zararları sigortadan karşılansa, daha fazla okul, daha fazla hastane, daha fazla yol (Demiryolunu kastediyorum), daha fazla köprü, daha fazla baraj ve daha fazla sosyal tesis yapılabilirdi. Tüm bunlar olsa, ulaşacağımız sosyal refahı varın siz hesap edin.

Bakınız…

2003 yılında meydana gelen Bingöl depremi sonrası yapılan 9 bin 189 konut için 4.2 milyar lira harcandı.

2011 yılında meydana gelen Simav depremi sonrası yapılan bin 64 konut için 5 milyar lira harcandı.

2011 yılında meydana gelen Van depremi sonrası yapılan bin 33 bin 802 konut için 10.8 milyar lira harcandı.

2020 yılında meydana gelen Elazığ depremi sonrası yapılan bin 64 konut için 10 milyar lira harcandı.

2020 yılında meydana gelen İzmir depremi sonrası yapılan 4 bin 944 konut için 2.2 milyar lira harcandı.

2003’ten 2020 yılına kadar meydana gelen 5 depreme yönelik toplu konut yapımı için harcanan toplam rakam 32.2 milyar lira.

Gelelim yukarıda sorduğumuz sorunun cevabına…

Bu sürede depreme yönelik dolaylı veya dolaysız yapılan yatırımların toplam tutarı tas tamam 1.2 trilyon lira. Dile kolay, 1.2 trilyon lira… İşte yukarıda da belirttiğimiz gibi bu paranın tamamı sigorta şirketlerinden karşılanabilirdi.

Asrın felaketi için Mart ayı itibariyle 309 bin konutun inşaatına başlanacağı ve 1 yıl içerisinde tamamlanacağı açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı da ilk etapta 100 milyar lira bütçe ayırdı.

Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ise Kahramanmaraş depremlerinin, Türkiye'ye maliyetinin 100 milyar dolardan fazla olacağını hesapladıklarını söylemişti.

Size bir bilgi daha paylaşayım. Küresel, yani dünya çapındaki sigorta piyasasının, 2022 yılı sonu itibariyle toplam değerinin 7 trilyon dolar olduğu açıklanmıştı. Ve Türkiye’deki sigorta şirketleri, sigortaladıkları varlıkların risklerini üzerlerinde tutmuyor, bu uluslararası sigorta piyasasından destek alıyor. Buna reasürans sistemi deniyor. Kısaca, sigorta şirketleri de kendilerini sigortalıyor diyebiliriz.

İşte, zarar değil 100 milyar dolar, 1 trilyon dolar bile olsa o küresel reasörler, meydana gelen zararı rahatlıkla yerine koyabilir.

Yeter ki iğneden ipliğe her varlık sigortalı olsun.

Oysa deprem bölgesinde DASK’lı konut oranı yüzde 50 civarında. Yüzde 20’sinin konut sigortası bulunuyor. Araçların ise yüzde 17’sinin KASKO sigortası var.

Sırf sigorta oranı düşük olduğu için bile kaybımız çok büyük!