Çevremdekiler ilk duyduğunda “Kapı kapı gezip sigorta satamazsın” dedikleri için sigorta satıp satamayacağım konusunda belirsizlikler yaşıyordum.

Tüm emekçi kadınlara ve emekçi kadın meslektaşlarıma selam olsun…

Sigorta sektöründe ilk işe başladığımda 1999 depreminden çıkmış, yaralarımı sarmak için kendime yeni iş fırsatları araştıran genç bir kadındım. 30’lu yaşların başında, 2 çocuk annesi, 8 yıllık iş yaşamım olmuştu. Yayıncılık yapmıştım.

 O güne kadar sigorta sektörünün varlığından haberdar değildim. Herhangi bir ürün pazarlamamıştım. Çok cici bir sigortacım olmuştu o yıllarda, doğum teminatlı bir sağlık sigortası almıştım ondan. Benim idolüm de oydu sanırım.

Çevremdekiler ilk duyduğunda “Kapı kapı gezip sigorta satamazsın” dedikleri için sigorta satıp satamayacağım konusunda belirsizlikler yaşıyordum.

Sektöre adım attığım andan itibaren satışın tüm inceliklerini o zaman sektörde bir okul gibi olan büyük bir şirketin satış ekibinde öğrendim. Aynı heyecan ve hızla 2000’li yılların ilk beş yılında aynı şirkette çalıştım. Yuvadan uçma vakti geldiğinde şirketimden ayrılıp kendi kanatlarım ile uçmaya karar verdim ve aynı şirketin tekli acentesi oldum.

Genel müdürlükteki pazarlama ekibi deneyimim sırasında kadın olarak sektörde olmanın zorluklarını anlamıştım.  Şirket merkezlerinde yönetici pozisyonlarında gerek acentelik mesleğinde erkek hâkim bir anlayış olduğunu farkındaydım. Hâlâ da erkek hâkim bir sektör olduğu kanısındayım.

23 yıl bitmiş  vay be.. İnanamıyorum…

Kaç tane şirket var, kaçının genel müdürü kadın?

Bense daha fazla kadının yönetim pozisyonlarında olması gerektiğini düşünenlerdenim. Hiçbir şey yapmadığı düşünülen bir ev kadını bile sadece çocuklarının değil, ailedeki yaşlı ve hastaların değil, aynı zamanda öz bakımını yapabilecek durumda olan kocalarının da bakım ihtiyacını da karşılamaktadır. Ayrıca çocukların, yaşlıların ve Erkeklerin beslenme, temizlik gereksinimleri ve duygusal ihtiyaçları gibi ihtiyaçlarına da cevap vermektedirler.

Kadınların işgücüne katılımında yasal açıdan herhangi bir ayrım olmamasına rağmen, toplumun kadına yüklediği rol gereği aile yaşamındaki sorumlulukları ağırdır. Özellikle sigorta acenteliği gibi aktif insan odaklı ve yenilenme ve hedef gerektiren bir meslekte kadın acenteler erkek acentelere göre büyüme ve hedef gerçekleştirme konusunda geride kalmaktadırlar. Anadolu’da acente sayısına bakarsak kadın acenteler daha az sayıdadır.

İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde acentelerdeki kadın sayısı nispeten pozitiftir. Eksik ya da fazla, eşit ya da değil, önemli değil.

Kadın meslektaşlarımın erkeklere göre dezavantajları olduğunu düşünüyorum.

Sektörde toplam üretimin yüzde 60’ını sağlayan sigorta acenteleri eğitim, kültür ve empati yetenekleri ile tüketicinin vazgeçilmezidir. İşe yeni başlayan arkadaşlara tavsiyem belli basamaklardan geçmeden bu işe girişmelerinin yanlış olduğudur. Üniversitede sigortacılık okumuş olmayı çok isterdim. Sektöre girdiğimde böyle bir zorunluluk yoktu. 5684 ile birlikte bebek adımları ile de olsa acentelik kriterleri gelişmeye başladı. Önümüzdeki günlerde daha da ciddi kriterler getirilmelidir.

Dijitalleşmenin büyük sermaye gruplarını kalkındırma atağı olduğunu üzülerek görmekteyim. Ve emekçi sigorta acentelerine yönelik yeni bir gelir kaynağı haline nasıl getirilebileceğinin araştırılıp, uygun maliyet ve alt yapı seçeneği ile acenteye uyarlanması gerektiği fikrindeyim.

Portföy mülkiyet hakkı ve şirketlerle yapılan acentelik sözleşmeleri de çözülmesi gerekli problemler.

Haksız fesihler ve düşürülen komisyonlar da cabası…

 Sektörde 25-30 yılını geçirmiş, BAĞKUR ya da SGK dışında bir sosyal güvencesi olmayan sigorta acentelerinin yasal bir sağlık sandığı veya özel bir emeklilik sandığı olması gerektiğini düşünüyorum.

 Özellikle Kahramanmaraş depreminde zarar gören, işyeri ve evi yıkılan sayıları  dört bine ulaşan arkadaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletir ve vefat eden arkadaşları da saygıyla anmak isterim.

Sektörde teknik görevli ya da satış yetkilisi olarak çalışan genç sigortacı arkadaşların da aldıkları maaş baremleri belirlenmeli ve bir asgariye bağlanıp, teknik bilgi ve bakış açılarını geliştirmek için sektörel bir eğitim akademisi kurulmalıdır.

Sektörde uzmanlaşmadan yana olduğumdan sağlık sigortası ile ilgili uzmanlaştım. Ve özellikle sağlık sigortası konusunda bilgi ve donanıma sahip oldum. Sigortalanmaya karar vermiş müşterilerimin ilk günden itibaren sigorta acentesi tarafım bir yana, aileden biri, hastalık danışmanı ve yol arkadaşları oldum.  Ve yenileme süreçlerinde kalıcılığı sağladım.

Sektördeki STK’lara bakış açım, yeterli birlik ve beraberliğin hali hazırda sağlanamadığı, herkesin bir tarafından çekiştirdiğidir. Ne zaman ki rahat koltuklarımızdan vazgeçecek ve aynı amaç uğruna birlik ve beraberliği sağlayacağız işte o zaman SİGORTACILIK vazgeçilmez bir meslek olacaktır.

Sevgilerimle...